Word Order (Sözcük Dizimi)

Word Order (Sözcük Dizimi)

Normal koşullarda (yani, devrik yapı vs. bulunmayan durumlarda) en basit şekli ile İngilizce'de cümle iki unsurdan oluşur:

 Özne      +   Yüklem
(Subject) +    (Verb)

Türkçe'de özne çoğu zaman yüklemin sonuna bir "kişi eki" olarak eklenebildiği için açıkça kullanılmasına gerek kalmayabilir.

- (Ben) geldim.
- (Sen) nasılsın?

İngilizce'de böyle birşey söz konusu değildir. Cümlede mutlaka özne kullanılmak zorundadır. 

- (I) came.
- How are (you)?


► Türkçe ve İngilizce basit cümle yapıları sadece özne ve yüklem söz konusu olduğunda bir farklılık göstermediği için, çeviri konusunda yapı açısından bir sorun çıkmamaktadır.

ÖZNE (SUBJECT) + YÜKLEM (VERB)
       Mehmet                        geldi. 
       Mehmet                       came


► Çoğu zaman basit cümlede bir de nesne bulunur. Ve cümleye nesne eklendiği zaman Türkçe ile İngilizce dili arasındaki sözcük dizimi bakımından büyük bir fark ortaya çıkar.

- Michelle reads a newspaper.
   Subject    Verb        Object
   Michelle   okur        bir gazete

Yukarıdaki örnekte olduğu gibi özne ve yüklem, yani subject ve verb her zaman birlikte bulunur. İngilizce cümle kurarken Türkçe düşünürsek hata yaparız. Zaten İngilizce konuşurken ve yazarken yapılan hataların hemen hemen hepsi, Türkçe'yi referans almaktan kaynaklanmaktadır.

Yukarıdaki örneği Türkçe düşünerek kurmaya çalışırsak aşağıdaki cümle ortaya çıkar.

- Michelle a newspaper reads. (YANLIŞ!)
  Subject      Object          Verb
  Michelle     bir gazete    okur

 

Bu konuya başka bir örnekle daha açıklayabiliriz. Türkçe bir cümle kuracağımız zaman sözcük dizimi aşağıdaki gibidir.

Mehmet oğluna     öğretti.
ÖZNE + NESNE + YÜKLEM  

Halbuki İngilizce bir cümleye nesne eklendiği zaman, Türkçe cümle yapı ile arasındaki ilk temel fark ortaya çıkar.


Mehmet       taught    his son.
SUBJECT + VERB + OBJECT

O zaman şunu söyleyebiliriz.

Türkçe basit cümle dizilişi  :   ÖZNE + NESNE + YÜKLEM
İngilizce basit cümle dizilişi:  ÖZNE + YÜKLEM + NESNE


► İngilizcede istisnalar dışında cümle yapısı aynıdır. Yani cümle içindeki kelimeler kendi dilimizde olduğu gibi değişmez ve devrik cümle kurulmaz. Bu da İngilizce öğrenenler için büyük bir avantajdır. İngilizce cümle dizilişini bir formül gibi öğrenen bir kişi, dilin yapısını büyük oranda çözmüş olur.  

İngilizce bir cümlede kelimeler,

ÖZNE + YÜKLEM  +  NESNE  +  BELİRTEÇ   +  YER    +   ZAMAN
  Kim        Ne yaptı         Neyi            Nasıl          Nerede      Ne zaman

şeklinde sıralanır. Bu mantığa göre aşağıdaki cümleyi inceleyin.

- Sue evde yerleri elektrik süpürgesi ile saatlerce süpürdü. (Türkçe sözcük dizilişi)

Sue    cleaned    the floor      with a vacoom cleaner       at home       for hours.
Sue    süpürdü    yerleri        elektrik süpürgesi ile          evde        saatlerce (İngilizce sözcük dizilişi)

Yüklem - temizledi
Kim -  Sue
Neyi - yerleri
Nasıl - elektrik süpürgesi ile
Nerede - evde
Ne zaman - saatlerce


► İngilizce cümlelerde yer belirten kelimeler, zaman belirten kelimelerden her zaman önce gelir.

We went to a party last night. (Doğru cümle)

We went last night to a party (Yanlış cümle)

Aşağıdaki örnekleri inceleyin

- I walk to work everday. (Her gün işe yürürüm.)

- I go to bed early. (Erken yatarım.)

- We arrived at the airport at 4 o'clock. (Havaalanına saat 4't vardık.)


► İngilizce'de zaman belirten bazı zarfların kullanımı ise farklıdır. Aşağıda bu zarfların bir listesi verilmiştir.

always, usually, often, sometimes, never, just, yet, already, all, still

Aşağıdaki örneklerd bu zarfların cümlenin neresinde kullanıldıklarını görebilirsiniz.

Examples;

I always wake up early. (Her zaman erken kalkarım)

My sister usually watches TV at night. (Kızkardeşim genellikle geceleri TV seyreder.)

They often play football at school. (Onlar sık sık okulda futbol oynarlar.)

Students sometimes make their teachers angry. (Öğrenciler bazen öğretmenlerini kızdırırlar.)

I have just arrived home. (Eve şimdi/henüz vardım.)

I haven't seen the new student yet. (Yeni öğrenciyi henüz görmedim.)

Thank, I have already had breakfast. (Teşekkürler, -halihazırda/zaten- kahvaltı yaptım.)

They are all waiting for the bus. (Onların hepsi otobüs bekliyorlar.)

We are still looking at the cat. (Hala kediye bakıyoruz.)

Reklam