Conditional Type 2

İngilizce eğitimi alanında Türkiye’nin en zengin kaynağını sunan dersimizingilizce.com, İngilizce öğrenen ve öğreten binlerce kişiye hizmet sunuyor. Sitede Türkçe anlatımlı gramer konuları, her konudan sonra onlarca quiz ve sınav, her seviyeden aktiviteli okuma parçaları, dinleme aktiviteleri, yazma aktiviteleri, YDS, KPDS, LGS, TOEFL ve TOEIC gibi sınavlara hazırlık ve deneme sınavları, dünyanın en etkili kelime öğrenme sistemi olan wordpower ile her seviyeden kelime öğrenme programı, sınavlara hazırlananlar için sınav kelimeleri öğrenim programı, İngilizce kurslar, online eğitim ile ilgili makaleler, yurt dışı eğitim bilgileri sunuyor. Sitede ayrıca öğrenciler için İngilizce ödevler ve yardımcı kaynaklar var.
Conditional Type 2

Conditional Type 2 

► Conditional Type 2 şimdi veya gelecekle ilgilil hayali bir durumun muhtemel sonuçları hakkında konuşurken kullanılır. Türçe'ye çevrilirken genellikle, "şöyle olsaydı, böyle olsaydı" gibi ifadeler kullanılır. 

 

Yapı

If Clause Main Clause
Simple Past Tense

would + infinitive

could + infinitive

might + infinitive

 

Örnek Cümle Oluşumu

If Clause Main Clause
If I worked harder I would win the race
If I worked harder I could win the race
I I worked harder I might win the race

 

Examples;

If I learned Englisn, I would find a good job. (İngilizce öğrenseydim iyi bir iş bulurdum.)
İngilizce bilmiyorum ve bu yüzden iyi bir işim yok.

I would travel the world if I were rich. (Zengin olsaydım dünyayı gezerdim.)
Şu anda zengin değilim.


► Conditional Type 2 şimdiki zaman ve geniş zamanla ilgili durumlardan bahsedilirken kullanılır. Fiilin geçmiş zamanda olması sizi yanıltmamalıdır. Bahsedilen olayın olma ihtimali ya çok azdır veya hiç yoktur. Ama zamanı henüz geçmemiştir.

Examples;

- If it rained, we would stay at home and sleep till noon. (Bir yağmur yağsa, evde kalır ve öğleye kadar uyuruz / uyurduk.)

- If you didn't inform him, he couldn't get out of trouble. (Eğer uyarmazsan, başı beladan kurtulmaz.)

- We might finish the work on time if they helped us. (Eğer bize yardım etseler işi zamanında bitirebiliriz.)


► Conditional Type 2 Cümlelerin Sırası

Koşullu cümlelerin hepsinde cümle sıralaması sabit değildir. Cümlelerin yerini değiştirdiğinizde araya bir virgül eklenir ve anlam değişmez. Ancak İngilizce cümlelerin yeri değişse bile, Türkçe'nin yapısından dolayı cümleler sabit kalır. İngilizce'de olduğu gibi cümleler yer değiştirdiğinde, anlam bozulur.

Examples;

We would get cold if we went out. (Dışarı çıksak üşürdük.) 

If we went out, we would get cold. (Dışarı çıksak üşürdük)

 

If you went to bed earlier you wouldn't be so tired. (Erken yatsaydın, bu kadar yorgun olmazdın.)

You wouldn't be so tired if you went to bed earlier. (Erken yatsaydın, bu kadar yorgun olmazdın.)


► If I were

He, she, it ve I ile "was/were" kullanılabilirler. Fakat were çok daha yaygın kullanılan bir şekildir.

Examples;

- If I were you, I would go to university and be a doctor. (Yerinde olsam üniversiyete gider ve doktor olurum / olurdum.)

- If she were (was) a man, she might protect her family. (Eğer erkek olsa, ailesini koruyabilir.)


► Were to 

If clause kısmında were to kullanmak mümkündür. Bu anlatımda da yine farazi bir düşünce ve konuşma anıyla ilgili hayal vardır.

Buradaki were to kalıbının kullanımı Type 1'deki should kelimesinin kullanım biçiminin benzer halidir. Burada da were to yerine by any change gelebilir.

Bu tip kullanımda geleceğe dair uzak ve hayalin ötesine geçmeyen bir ihtimal durumu vardır. 

Examples;

- If it were to rain, we would stay a home and sleep till noon. (Eğer yağmur yağacak olsa, evde kalır ve öğleye kadar uyuruz / uyurduk.)

- If you were to Mr. Fix in Istanbul, could you give him my regards. (Eğer Mr Fix'i İstanbul'da görecek olsanız, selamımı söyler misiniz?)

- The villagers would counter-attack them if the enemy by any change attacked this village. (Eğer düşman bu köye saldıracak olsa, köylüler karşı saldırıda bulunurlardı.)


► Were başa geldiğinde

Conditional Type 2'de "were" başa getirildiği zaman yine if kullanmaz. Bu kalıp da ancak resmi yazılarda kullanılır.

Examples;

- Were they to sell the company, we would buy it. (Şirketi satsalar biz alırız / alırdık.)

- Were I him, I would accept their offer. (Onun yerinde olsam onların teklifini kabul ederim / ederim.)

- Were he to resign, I would resign too. (O istifa etse ben de ederim / ederdim.)

- Would in type 2


►  Would Kullanımı

Daha önce Type 1'de if clause'da will kullanımının bazı şartlarda mümkün olduğunu görmüştük. Yine aynı şartlarla Type 2'de if clause'da would kullanılabilir. Yani would kelmesini (razı olmak, kabul etmek, istekli olmak, lütufta bulunmak, nezaketini göstermek) anlamında kullanırsak, if clause da would kullanabiliriz.

Examples;

- If you would carry my suitcases, I'd be grateful to you. (Eğer bavullarımı taşıma nezaketini gösterirseniz size minnettar olurum.)

- If you would cook the meal, I would wash the dishes. (Eğer sen yemeği pişirmeyi kabul edersen ben de bulaşıkları yıkarım.)


► Conditional Type 2 Alternatif Kullanımlar

Type 2'de main clause'da could, should, might gibi modal'ların kullanıldığını görmüştük. If clause'da ise could kullanılabilir. 

- If I could speak Spanish, I would work in Spain. (Eğer İspanyolca konuşabilsem İspanya'da çalışırım / çalışırdım.)

 

If clause da simple past tense yerine bazen past continuous tense de kullanılabilir.

- If he were coming with us, we would be much more cheerful now. (Eğer o bizimle geliyor olsa şimdi çok daha neşeli olurduk.)

 

Main clause'da modal'ların continuous şeklini kullanmak da mümkündür.

- If they were here, we would be playing football now. (Onlar burada olsa şimdi futbol oynuyor olurduk.)


► Since anlamında if

Bir de since (madem ki) anlamında kullanılan "if" vardır. Bu tam olarak bir şart cümlesi sayılmaz. Bu anlamdaki if'li cümlelerde değişik zamanlar kullanılır. Geçmiş zaman kullanıldığında geçmiş zaman anlamı verir.

- If you lost your passport why didn't you go to the police? (Mademki pasaportunu kaybettin, niye polise gitmedin.)

- If you knew his telephone number why didn't you call him? (Mademki onun telefon numarasını biliyordun niye onu aramadın.)

FORM

 

If clause (condition) Main clause (result)

If + simple past present conditional or present continuous conditional

 

We use Conditional Type 2 to talk about the possible result of an imagined situation in the present or future. 

 

If I learned Englisn, I would find a good job. (Now I can't find a good job.)

I would travel the world if I were rich. (I am not rich now.

 

► Order of Conditional Type 2

As in all conditional sentences, the order of the clauses is not fixed. You may have to rearrange the pronouns and adjust punctuation when you change the order of the clauses, but the meaning is identical.

 

We would get cold if we went out. 

If we went out, we would get cold. 

 

If you went to bed earlier you wouldn't be so tired.

You wouldn't be so tired if you went to bed earlier.

 

If she fell, she would hurt herself.

She would hurt herself if she fell.

 

USE

 

► Unlikely Condition and Probable Result

The type 2 conditional refers to an unlikely condition and its probable result. The sentences in conditional type 2 are not based on the actual situation and the time is now or any time and the situation is hypothetical.

 

If the weather wasn't so bad, we would go to the beach. (But the weather is bad so we can't go.)

If I were the president of Turkey, I would ban taxes. (But I am not the President.)

If you really loved me, you would marry me. (You don't really love me.)

 

► If I were...

It is very common, to say "if I were" instead of "if I was" (subjunctive mood).

 

If I were taller, I would buy this dress.

If I were 20, I would travel the world.

If I were you, I would give up smoking.

If I were a plant, I would love the rain.

 

► Using modals

In Conditionals, Type 2 "modals" can also be used instead of "would" to express the degree of certainty, permission or recommendation.  

 

We might move to New York if we had more money

He could go to the match if you gave him your ticket.

If he called me, I couldn't hear.

Reklam