Modals (Should / Ought to)

İngilizce eğitimi alanında Türkiye'nin en zengin kaynağını sunan dersimizingilizce.com, ingilizce öğrenen ve öğreten binlerce kişiye hizmet sunuyor. Sitede Türkçe anlatımlı gramer konuları, her konudan sonra onlarca quiz ve sınav, her seviyeden aktiviteli okuma parçaları, dinleme aktiviteleri, yazma aktiviteleri, yds, kpds, sbs, toefl ve toeic gibi sınavlara hazırlık ve deneme sınavları, dünyanın en etkili kelime öğrenme sistemi olan wordpower ile her seviyeden kelime öğrenme programı, sınavlara hazırlananlar için sınav kelimeleri öğrenim programı, ingilizce kurslar, online eğitim ile ilgili makaleler, yurtdışı eğitim bilgileri sunuyor. Sitede ayrıca öğrenciler için ingilizce ödevler ve yardımcı kaynaklar var.
Modals (Should / Ought to)

SHOULD

 

"Should" öğüt ya da tavsiye bildirmek için kullanılır. Herhangi bir şeyin yapılmasının iyi olacağını söylemek için cümlede "should" ve fiilin yalın hali, yapılmamasının iyi olacağını söylemek için de, "shouldn't" ve yine fiilin yalın hali kullanılır.

Should, bütün şahıslar için hiçbir değişikliğe uğramadan kullanılır. Cümlede yardımcı fiil görevi gördüğü için fiil ile arasına "to" gelmez.

Geçmiş zamandaki eylemler için kullanılırken ise "should have" ve fiilin üçüncü hali kullanılır.


"Should" genellikle tavsiye için kullanılsa da, farklı kullanımları da vardır. Aşağıda bu kullanımlara örnekler verilmiştir.

► Öneri

- When you go to Berlin, you should visit the palaces in Potsdam. (Berlin'e gittiğinde Potsdam sarayını ziyaret etmelisin.)  

► Tavsiye

- You should focus more on your family and less on work. (İşten daha çok ailene yoğunlaşmalısın.)

► Zorunluluk

- I really should be in the office by 7:00 AM. (Saat 7'de ofiste olmalıyım.)

► Beklenti

- By now, they should already be in Dubai. (Şu anda Dubai'de olmalılar.)


OUGHT TO

Bütün şahıslar için hiçbir değişikliğe uğramadan "ought to" kullanılır.

Soru yaparken ought özneden önce to ise hemen sonra kullanılır.

Olumsuz yaparken not eklenir. Kısaltılmış hali oughtn't dır. Daima fiillerin birinci halleri ile kullanılır. Normal hali ile present ve future için kullanılır. Geçmişteki olaylar için ought to have ile fiillerin üçüncü hali kullanılır.


SHOULD VE OUGHT TO KULLANIM

► Karşı tarafa tavsiye niteliğinde birşey söylerken, yapılması gereken işleri ve vazifeleri hatırlatırken should ve ought to aynı anlamda kullanılabilir. Böyle durumlarda cümleyi söyleyenin bir zorlaması veya dışardan bir zorlama yoktur. Cümleyi söyleyen sadece bir tavsiyede veya hatırlatmada bulunmaktadır.

- You ought to / should drive more carefully than you do. (Şimdiki kullandığından daha dikkatli araba kullanmalısın.)

- The government should / ought to solve the traffic problem in Istanbul. (Hükümet İstanbul'daki trafik problemini çözmelidir.)

- The headline of the today's newspaper is wrong. It shouldn't  / oughtn't to be like this. (Bugünkü gazetenin başlığı yanlış. Öyle olmamalı.)

- Doctors says that everybody should / ought to see a doctor at least once in six months. (Doktorlar herkes en azından altı ayda bir doktora görünmelidir diyorlar.)

Yukarıdaki cümlelerde görüldüğü gibi herhangi bir zorlama söz konusu değildir. Sadece yapılması veya yapılmaması gereken durumlar dile getirilmektedir.


Geçmişte kalmış olayların yanlış olduğunu ifade etmek için, yani “şöyle olmalıydı, böyle olmamalıydı” gibi ifadeler kullanmak için hem "should have done" hem de "ought to have done" kullanılır.

- You should have told your father the truth. (Babana gerçeği söylemeliydin.)

- The goverment ought to have decreased the prices. (Hükümet fiyatları düşürmeliydi.)

- The lorry driver shouldn't have driven that fast on such a rainy day. (Kamyon sürücüsü böyle yağışlı bir günde bu kadar hızlı sürmemeliydi.)

Görüldüğü gibi yukarıdaki cümlelerde yine herhangi bir zorlama veya mecburiyet söz konusu değildir.


İhtimal dahilinde olan olayların anlatılmasında da hem should ve hem de ought to kullanılabilir.

- ( I think ) the teacher should come early his morning. (Sanırım öğretmenin bu sabah erken gelmesi gerek.)

- ( To me ) ,  Hüseyin should play in the school team. Because he plays well enough. (Bence, Hüseyin okul takımında oynamalıdır. Zira yeteri kadar iyi oynuyor.)

- ( I hope ) I ought to be home at nine tonight. (Umarım bu gece saat dokuzda evde olacağım.)

Reklam