Modals (Can / Could / Be Able To)

İngilizce eğitimi alanında Türkiye'nin en zengin kaynağını sunan dersimizingilizce.com, ingilizce öğrenen ve öğreten binlerce kişiye hizmet sunuyor. Sitede Türkçe anlatımlı gramer konuları, her konudan sonra onlarca quiz ve sınav, her seviyeden aktiviteli okuma parçaları, dinleme aktiviteleri, yazma aktiviteleri, yds, kpds, sbs, toefl ve toeic gibi sınavlara hazırlık ve deneme sınavları, dünyanın en etkili kelime öğrenme sistemi olan wordpower ile her seviyeden kelime öğrenme programı, sınavlara hazırlananlar için sınav kelimeleri öğrenim programı, ingilizce kurslar, online eğitim ile ilgili makaleler, yurtdışı eğitim bilgileri sunuyor. Sitede ayrıca öğrenciler için ingilizce ödevler ve yardımcı kaynaklar var.
Modals (Can / Could / Be Able To)

CAN

Can yeteneklerimizden bahsederken kullanılır. Türkçe de "-ebilmek" ekine karşılık gelmektedir.

- Johnny can swim. (Tony yüzebilir.)

- My mother can speak Chinese. (Babam Çince konuşabilir.)

- I can climb that mountain. (Şu dağa tırmanabilirim.)

- My brother can play the piano. (Erkek kardeşim piyano çalabilir.)

- My students can dance. (Öğrencilerim dans edebilir.)


Olumsuz bir cümle kurmak, yani yapamadığımız şeyleri belirtmek için ise "can" yardımcı fiiline "not" olumsuzluk eki getirilir. Kısaca "can't" olarak yazılır.

- Tony can't play volleyball. (Tony voleybol oynayamaz.)

- My father can't speak French. (Babam Fransızca konuşamaz.)

- I can't skate. (Paten yapamam.)


Soru cümlesi yapmak için de can yardımcı fiil özneden önce getirilir.

- Can you swim? (Yüzebilir misin?)

- Can your students speak English? (Öğrencilerin İngilizce konuşabilir mi?)


Can aynı zamanda yapılması ya da meydana gelmesi muhtemel şeyler hakkında konuşmak için de kullanılır.

-The doctor can see you at 3.00. (Doktor sizi saat 3'te görebilir.)
Yani doktorun sizi görmesi ancak 3te mümkün olacaktır. Daha önce görmesi mümkün değildir.

-You can not buy flowers at butcher"s. (Kasaptan çiçek satın alamazsınız.)
Kasaptan çiçek satın almamız mümkün değildir.Bunu da can not ile söyleriz.

- Sue can come to İstanbul this evening. (Sue bu akşam İstanbul'a gelebilir.)


COULD AND BE ABLE TO

Could “can” in geçmiş zaman halidir. Bütün şahıslar için değişikliğe uğramadan “could” olarak kullanılır. Soru yaparken could özneden önce getirilir. Olumsuz yapmak için de sonuna olumsuzluk eki "not" eklenir. Kısaltması "couldn't" olur. Bu cümlelerde her zaman fiilin birinci hali kullanılır.

- I could swim when I was 4 years old. (Dört yaşındayken yüzebilirdim.)

- My father couldn't finish his work last night. (Babam dün gece işini bitiremedi.)


► Geçmiş zamanda meydana gelmiş ve genel yetenek ifade eden cümlelerde could ve be able to birbirinin yerine kullanılabilir, aralarında herhangi bir fark yoktur.

- I could ride a bicycle when I was six. (Altı yaşındayken bisiklet sürebiliyordum.)

- Was your grandfather able to drive a car when he was young? (Büyükbaban gençken araba sürebilir miydi?)


► Fakat geçmişte bir kereye mahsus olmak üzere uğraşılarak yapılan işlerde yetenek ifade etmek için could kullanılmaz, be able to veya managed to kullanılır.

- The table was very heavy. But the woman was able to lift it. (Masa çok ağırdı ama kadın kaldırabildi.)

- It was to foggy yesterday. Were you able to drive to school? (Dün hava çok sisliydi. Okula arabayla gidebildin mi?)

Bu iki cümlede could kullanılmaz. Çünkü bahsedilen eylemler geçmişte genel olarak yapılabilen şeylerden veya yeteneklerden bahsetmiyor. Yalnızca bir sefere mahsus olan ve engellere rağmen yapılması başarılabilen eylemlerden bahsediliyor.


Duyu organlarının yaptığı fiillerde bir kereye mahsus olsa bile "could" aynen "be able to" ve "managed to" gibi kullanılır.

- The thief was coming towards my house. (Hırsız evime doğru geliyordu.)

- But I could see him through the keyhole. (Fakat ben onu anahtar deliğinden görebiliyordum.)
- But I was able to see him through the keyhole. (Fakat ben onu anahtar deliğinden görebiliyordum.)

Gördüğünüz gibi yukarıdaki iki cümle arasında anlam olarak herhangi bir fark yoktur.

 

- Could your grandma hear the strange sounds from the next-door flat last night? (Büyükannen dün gece bitişik daireden gelen garip sesleri duyabildi mi?)

- Was your grandma able to hear the strange sounds from the next-door flat last night? (Büyükannen dün gece bitişik daireden gelen garip sesleri duyabildi mi?)


► Geçmiş zamanda olumsuz cümle ve sorulardaki yetenekleri ifade etmede couldn't veya weren't/wasn't able to kullanılır. Olumsuz cümlelerde, "genelde olan işler" veya "bir kereye mahsus olmak üzere yapılan işler" diye bir ayırım yoktur.

- My brother couldn't swim when he was 10. (Kardeşim 10 yaşındayken yüzemiyordu.)

- My brother wasn't able to swim when he was 10. (Kardeşim 10 yaşındayken yüzemiyordu.)

Gördüğünüz gibi yukarıdaki iki cümle arasında anlam olarak herhangi bir fark yoktur.

 

- Couldn't the boy open the door this morning? (Çocuk bu sabah kapıyı açamadı mı?)

- Wasn't the boy able to open the door this morning? (Çocuk bu sabah kapıyı açamadı mı?)


► Gelecek zamanda olumlu, olumsuz ve soru cümlelerinde yetenekler sadece "be able to" ile ifade edilir. "Can" gelecek zaman için kullanılmaz.

- The teacher wil be able to rest after school. (Öğretmen okuldan sonra dinlenecek.)

- I won't be able to read anymore. (Artık okuyamayacağım.)

- Will they be able to find the key? (Anahtarı bulabilecekler mi?)

- Won't the baby be able to sleep in your room tomorrow night. (Bebek yarın gece odanda uyuyamayacak mı?)

Reklam