Reply Questions (Karşılık Verme)

İngilizce eğitimi alanında Türkiye'nin en zengin kaynağını sunan dersimizingilizce.com, ingilizce öğrenen ve öğreten binlerce kişiye hizmet sunuyor. Sitede Türkçe anlatımlı gramer konuları, her konudan sonra onlarca quiz ve sınav, her seviyeden aktiviteli okuma parçaları, dinleme aktiviteleri, yazma aktiviteleri, yds, kpds, sbs, toefl ve toeic gibi sınavlara hazırlık ve deneme sınavları, dünyanın en etkili kelime öğrenme sistemi olan wordpower ile her seviyeden kelime öğrenme programı, sınavlara hazırlananlar için sınav kelimeleri öğrenim programı, ingilizce kurslar, online eğitim ile ilgili makaleler, yurtdışı eğitim bilgileri sunuyor. Sitede ayrıca öğrenciler için ingilizce ödevler ve yardımcı kaynaklar var.
Reply Questions (Karşılık Verme)

Karşılıklı konuşmalarda, söylenen bir şeye hafif bir hayret ifadesiyle karşılık verirken kullanılır. Karşılık soruları, “Öyle mi?” gibi bir anlamda, başkasının konuşmasını dinlediğimizi belirtmek için kulanılır.

Aynı zamanda ilgi, şaşırma, kızgınlık vb. gibi anlamlar ifade edebilir.

Tag question'lardan farkı, karşı tarafın söylediğine karşılık olarak söylenir ve yardımcı fiil ters değil, olduğu gibi kullanılır. Yani bu cümleler karşımızdaki kişinin ifadesindeki yardımcı fiil +şahıs zamiriyle yapılır. İfade olumluysa bunlar da olumlu, ifade olumsuzsa bunlar da olumsuz olur.

- I'm very ill. (Çok hastayım)
- Are you? I'll call the doctor, then. (Aa, öyle mi? O zaman doktor çağırayım.)

Gördüğünüz gibi ilk cümleyi söyleyen kişiye karşılık veren ikinci kişi, ilk cümlede kullanılan yardımcı fiili kullanarak karşılık vermiştir.

 

Examples;

- My father hasn't arrived. (Babam henüz gelmedi.)
- Hasn't he? But it is very late. (Ne, gelmedi mi? Ama çok geç.)

 - He can swim. (O yüzebilir.)
- Can he? (Yüzebilir mi veya öyle mi?)

- I don't know. (Bilmiyorum.)
- Don't you? I thought you knew. (Bilmiyor musun? / Bildiğini sanıyordum.)

- Sally hasn't got even a cat. (Sally'nin bir kedisi bile yok.) 
- Oh, hasn't she? How sad!” (A, yok mu. Ne kadar üzücü!)

- My father went to Ankara yesterday. (Babam dün Ankara'ya gitti.)
- Did he? I didn't know that. (Gitti mi? Bilmiyordum.)

Reklam