Crudely |
Ham olarak, kabaca |
|
Scarcely |
Hemen hemen hiç, güçlükle |
|
Reliably |
Eksiksiz ve hatasız, güvenilir biçimde |
|
Approach |
Yaklaşım |
|
Departure |
Ayrılış, ayrılma |
|
Complexity |
Karmaşa, karmaşıklık |
|
Extremity |
Hudud, nihayet |
|
Gap |
Ara, boşluk |
|
Solvable |
Çözülebilir |
|
Expressive |
Canlı, dışavurumcu, anlamlı |
|
Intensive |
Aşırı, şiddetli, yoğun |
|
Coherent |
Ahenkli, tutarlı |
|
Resistant |
Dirençli, karşı koyan |
|
Excuse |
Affetmek, mazur görmek |
|
Counter |
Karşı koymak, karşılık vermek |
|
Pursue |
Kovalamak, ardına düşmek, takip etmek |
|
Uphold |
Desteklemek, sürdürmek |
|
Deliver |
Teslim etmek, dağıtmak |
|
Approval |
Onaylama, tasdik |
|
Inadequacy |
Yetersizlik |
|
Mistrust |
Güvensizlik, itimatsızlık |
|
Distraction |
Dikkati dağıtan şey |
|
Preference |
Tercih, öncelik |
|
Probable |
Muhtemel, olası |
|
Intense |
Aşırı, şiddetli, ciddi(kimse) |
|
Preventive |
Önleyici, engelleyici |
|
Occasional |
Arasıra, nadiren olan |
|
Excess |
Ek, fazla, ekstra |
|
Together |
Beraber, birlikte |
|
Readily |
Canı gönülden, hemen, derhal |
|
Exactly |
Tamamen, tamı tamına |
|
Fairly |
Adil bir şekilde, dosdoğru |
|
Well |
Çok iyi, hayli |
|
Prescribe |
Reçete yazmak, öngörmek, kural koymak |
|
Confirm |
Onaylamak, doğrulamak, tasdik etmek |
|
Disturb |
Rahatsız etmek |
|
Regret |
Pişman olmak |
|
Deduce |
Anlamak, çıkarım yapmak |
|
Deficit |
Hesap açığı, eksiklik |
|
Restriction |
Kısıtlama, sınırlama |
|
Rate |
Oran |
|
Allocation |
Hisse, pay |
|
Asset |
Değerli şey, varlık |
|
Reluctant |
İsteksiz, gönülsüz |
|
Emotional |
Dokunaklı, duygusal |
|
Relentless |
Acımasız, insafsız, sonu gelmeyen |
|
Crucial |
Çok önemli, elzem |
|
Resentful |
Dargın, alınmış, küsmüş |
|
Convince |
İkna etmek, inandırmak |
|
Adjust |
Ayarlamak, düzeltmek, halletmek |
|